Polat Deresi köylerinden Kemallı Köyünün eski İmamı, Mustafa hoca çoğu sohbetlerinde kendine has anlatımıyla " İslam'ın şartı beştir, efendim nedir bunlar; savm, salât, hac, zekât, kelime-i şahadet getirmek" der ardından "amma bu beş şartın 3'ü amme 2 si hassedir" dedikten sonra amme ve hasseyi açıklardı.

          Kısaca demek isterdi ki 3 şart; oruç tutmak, namaz kılmak, kelime-i şahadet getirmek herkes içindir, zekât vermek ve hacca gitmek ise onun deyimi ile hasse dir, herkese şart değildir, zengin kişiler için şarttır derdi. Kendileri halen yaşamaktadır, Cenabı Haktan sıhhat ve selametler dilerim. Mustafa hoca aynı zamanda Kemallı'nın ileri gelen köklü ailelerindendir, dirayetli, çelebi duruşuyla tanınır, hocanın nefesi kuvvetli olduğundan ve herkesin derdine derman olmaya çalıştığından dolayı kendisine Derman hoca da denmektedir.
               Derman hocamızın da buyurduğu gibi zengin fakir ammeye şart olan 2011 yılının Ramazan ayının 15 nci orucunu bu gün tutuyoruz. (15 Ağustos 2011) Şimdiye kadar hoş geldin ya şehri ramazan, bundan sonra her geçen gün elveda ya şehri ramazan diyeceğiz. On bir ayın sultanı ramazan ayının feyzinden yararlanmak için 14 günümüz kaldı.

               Polat Deresi Kültür ve Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu'da bu feyizden nasip almak için üyelerine bu yıl Pendik İlçesinin, Veli Baba'nın seçkin mekânlarından DUDUZAR' da 13 Ağustos 2011 günü iftar yemeği verdi. İftara dernek üyeleri, misafirler katıldı, sayının 350 olduğu bildirildi.
        Önceki yıllarda ramazan iftarı dernek binasında verilirdi, yine dernek üyeleri ve davet edilen misafirler katılırdı, masalara mütevazı yemekler hazırlanırdı, yemek sonunda TATBAK'ın ikram ettiği tatlılar ikram edilirdi, davetliler huşu içerisinde yemeklerini yerlerdi, bu yemekten bir kare fotoğraf yukarıdadır.

              Dernek binasında verilen iftarda genç üyeler hizmet ederdi, yönetimdeki arkadaşlar hizmet sunarlardı, salon dar ve kapalı olduğu için bazı aksamalar olsa bile yinede toplu iftardan herkes memnun ayrılırdı. O yemekleri sunan tertip eden değerli insanlara teşekkür ederiz. Bizler iftarımızı açıyorduk onlar emeklerini veriyorlardı.

               Bu yıl yukarıda da belirtildiği üzere geleneksel hale gelen iftar yemeği Duduzar'da verildi. Duduzar'ın seçimi isabet olmuş. Geniş iç mekânı, çam ağaçları altında ışık huzmelerinin yarı aydınlığında sunulan Kur'anı kerim tilaveti, ilahiler, dualar eşliğinde oluşan manevi atmosfer bir harikaydı.
              Kırmızı çuha örtüler üzerinde hazırlanan iftar menüsü güzeldi. En güzeli ise masanın etrafında oturup ezan vaktini bekleyen Polat deresinin değerli insanlarıydı. Bu insanlar böyle güzel yerlerde ağırlanmayı hak ediyordu.

             Mekâna girer girmez Dernek üyelerinin misafirleri karşılamaları, tek tek ilgilenmeleri güzel oldu. Hocaların dua ve kıraatleri düzgündü, başkanın kısa konuşması da kimseyi rahatsız etmedi, manevi bir ortam içerisinde oruçlar açıldı. Bu organizasyonu yapan emeği geçen değerli üyelere teşekkür ederim. Üyelere hak ettikleri hizmeti sundular. Bundan sonraki senelerde aynen böyle nezih yerlerde iftarların açılması uygun olur.
             Davetle ilgili tespit ettiğm bir konu var ki, belirtmek isterim. Maalesef ataerkil toplum olduğumuzdan iftarlara hep üyeler davet edilir, üyelerin eşleri nedense unutulur.

            Hâlbuki eşlerimizde derneğe üye olmasalar bile üyeler kadar bu organizasyonlarda bulunmayı hak ediyorlar. Bir dahaki senelerde üyelerimiz eşleriyle birlikte davet edilirse daha güzel olur. Zaten dernek tüzüğü gereği sosyal- kültür ve yardımlaşma amacını taşımaktadır. Üyeler böyle toplantılara, organizasyonlara eşleriyle birlikte katılırlarsa sosyalleşme, kültürel alış veriş, etkileşim ve kaynaşma sağlanacaktır.

              Duduzar ve dernek binasında verilen yemeklerle ilgili 2 kare fotoğraf yukarıda sergilenmiştir, fotoğrafları karşılaştırırsak eğer:

           Dernek salonunda verilen iftar amatör ruhla, heyecanla, emekle hazırlanmış mütevazı bir sofradır. Duduzar da verilen iftar profesyonelce hazırlanmış, itina gösterilmiş zengin sofrasıdır.

             Dernek salonundaki iftarda TATBAK ‘ın ikramı tatlılardan tadılır, yüzlerce insana iş sağlayan, ekmek veren TATBAK firması sahiplerine dua edilirdi. Duduzardaki iftarda Tatbak'ın tatlıları görülmedi ancak kurumsal desteği hissedildi.

             Derman hocamız, "sözün özünü söyleyin, işi kolaylaştırın" derdi. Değerli üstadımızın düsturuna uyarak sözün özü şudur. Verilen her iki iftardan da feyz aldık, hazırlayanlardan, sunanlardan, emeği geçenlerden Allah razı olsun. Kahve bahaneydi, sofralardada yemekler olmasa bile gönüller şahaneydi.

Facebook yorumları..

Zeki Gencan Abi, güzel yorum, makale ve yazılarınızı okuyorum.Harikasınız...