İnsanların memleketlerine eser bırakmasının birçok yolu vardır. Kimi okul yaptırır, kimi yol, kimi çeşme, kimide köprü yaptırır. Eser denilince akla ilk bu örnekler gelir doğal olarak. Bu örneklerin çoğaltılmasıda mümkündür. Esas olan eserlerin kalıcı olmasıdır.

   Bu eserler zaman içerisinde gerek şahsi, gerekse toplumsal birliktelikler halinde (yani dernekler marifeti ile) memleketimize yapılmaktadır. Bu tür konulara gerek iştirak eden gerekse desteklerini esirgemeyenleri takdir ve tebrik etmek, hatta ödüllendirmek gerekir.

   Bırakılan bir eser bizlerden sonraki nesiller için faydalanacakları birer olgudur. Bu eserlere sahip çıkmakta bizlere düşen en büyük sorumluluktur. Eser sahiplerinin amel defterlerinin kapanmayacağını da göz önünde bulundurursak, hayırda yarışanlardan olmak ne güzel bir şey olsa gerek.

   Bir önceki yazımda memleketlerimizin doğal yapı taşları olan ormanlarımızın her geçen gün azaldığından bahsetmiştim. Peki, bu konuda kalıcı eserler bırakmak mümkünmüdür?

   Elbette ki mümkündür. Kesilen ağaçların yerlerine yenilerini dikmek ya da kesilmese dahi ağaç dikmek yolu ile mümkündür.

   Her yıl düzenli olarak yaptığımız Yayla Şenliklerinde bir ilki gerçekleştirsek ve ağaç dikme kampanyası düzenlesek nasıl olur? Şenliklere katılan her bir kişi bir ağaç dikse ve bu ağaçlandırma kampanyası her yıl devam etse azalan ormanlık alanlarımızın geleceği için iyi olmazmı? Ağaç dikmekte unutulmamalı ki bir eser bırakmaktır.

   Yayla şenlikleri yurdumuzun her bölgesinde düzenlenir. Ama bu şenliklerde böyle ağaç dikim kampanyası gibi bir organizasyon benim bildiğim kadarıyla yok. Derneğimiz ağaç dikimi kampanyası ile beklide ülke genelinde ses getirecek bir organizasyona da öncülük etmiş olur.

   Orman bölge müdürlüğü, belediye, kaymakamlık ve sivil toplum kuruluşları da bu kampanyaya sponsor olabilirler. Şenlik alanına kurulacak bir stantta ağaç satışı da yapılabilir.

   Hâsılı kelam, önümüzdeki yıldan başlamak üzere yayla şenliklerimizi ağaç dikimleri ile şenlendirelim. Gerek bireysel gerekse dernekler ve sivil toplum kuruluşları yolu ile.