26/08/2013
Yöremizin genç sanatçıları Erdem ve Ercan kardeşler 2012 yılında vadi'de eski zamanlarda söylenen bir dizi manilerden oluşan güzel bir türküyü derlediler. "Denizin ortasında saman yanıyı saman" Türküyü Ercan Bayraklı yorumladı, albümüne koydu, tanıtımını yaptı milyonlarca insan zaman tünelinde kaybolup giden bu türküyü dinledi ve çok sevdi.
Tüm yöre sanatçılarımız bu türküyü repertuarlarına aldılar. 2012 yılından bu zamana kadar program yapılan her televizyon kanalında mutlaka bu türkü okundu. Gidilen her festivalde, şölenlerde sahne alan sanatçılardan bu türkü istek aldı. Anadolu'nun sazı , Karadeniz'in kemençesi ve eklenen diğer enstrümanların tınısıyla horon şeklinde oynandı. 01 Temmuz 2013 günü yapılan Polatderesi şenliklerinde de bu horunu Ercan Bayraklı ve Meltem Yılmaz okudular, gençler yılmadan horon çektiler.
Bu yaz Erdem ve Ercan kardeşlerin derledikleri bu horonla ve diğer türkülerle festivallerde denizin orta yerinde dolunay'ın mehtabını görüp saman yandığını düşlerken Akdeniz'in diğer ucunda 350 yıldan fazla Osmanlı yönetiminde bulunan Mısır'da 03 Ağustos 2013 günü bir şeyler oldu. Kanlı askeri darbe sonucu Mısır'ın ortasında insanlık yandı, ajanslardan aktarılan fotoğraflar yürekleri dağladı.
Akıncılar derneği bu insanlık dışı katliamları hesaba katarak Mısır'ın ortasında insanlar yanarken denizin ortasında saman yakılarak halaylar eşliğinde festival düzenleyemeyeceklerini açıkladılar. Her yıl geleneksel olarak yapılan Akıncılar festivalini iptal ettiler. Festival iptalinin yöre esnafı için sıkıntıları olmuştur, festivali bahane ederek memleketini ziyaret etmek isteyenlerde hoşnutsuzluk olmuştur ancak temelde insanlık yanarken halay çekmenin bir tadı olabilirimi?
1993 yılında insafsız bir provokasyon ile Sivas'da Madımak otelinde 35 can yakıldıktan sonra aynı otelin alt katındaki lokantada kebap yemek nasıl lezzetsiz ise Akıncılar'da da festival yapmak okadar tatsız olurdu. Sıvas'ımızın üzerine kara leke olarak kalan bu hadiseden sonra Madımak oteli'nin kamulaştırılarak aradan 20 yıl geçse'de müzeye çevrilmesi yerinde bir karar olmuştur. Bu iradenin ortaya konulmasında kimlerin emekleri varsa onlardan Allah razı olsun.
Tarihin derinliklerinde bir top gibi ayaktan ayağa dolaştırılan Mısır 25 Ocak 2011 de Yasemin devrimiyle Nemrutların, Firavunların, zalimlerin, diktatörlerin elinden kurtulup demokrasi ile tanışmıştı. Kampanyalar düzenlenerek seçimler olmuş, Mursi Cumhurbaşkanlığına seçilmişti.
Dünyaya yön verenler, memleketlerinde mutlu mesut yaşamak isteyen halklar üzerinde menfaatleri bulunanlar, egemenler, Akif'in deyimiyle "medeniyet deyip tek dişi kalmış canavarlar" Mısır'ın demokrasiyle yaşamasına ancak bir yıl dayanabildiler. Mısır halkına demokrasiyi layık görmediler, dünya nimetlerinden yararlansınlar istemediler, onlara darbeyi, göz yaşlarını, katliamları layık gördüler.
Darbeye karşı çıkanların üzerlerine kurşunlar yağdırıldı, tanklar sürüldü, binlerce Mısırlı öldürüldü, onbinlercesi yaralandı. Vücudunun yarısı yanmış insanlar bir an önce ölmek için Allaha dua ettiler. Bu da yetmedi Adeviye meydanında şehit edilen onlarca cenazenin kaldırılmasına dahi müsaade etmeden üzerlerine iş makineleriyle yürüdüler, kefenlenmiş cesetleri alandaki eşyalarla beraber kürüyüp attılar. Darbelerinde bir namusu yokmu acaba?
1989 yılında Çin'de ayaklanmalar olmuştu, Pekin'de Tiananmen meydanında meçhul bir genç tek başına 4 tane tankın önüne geçmiş iki elini havaya kaldırarak tankları durdurmuştu. Onuruyla direnen gencin duruşu ve 4 tankın ip gibi dizilip duruşu hafızalarımızda saklıdır.
Televizyonlarda izledik Mısırlı bir genç aynı hareketi yaptı, tankın önüne geçti, iki elini kaldırdı, henüz tankın namlusuyla göz göze gelmişti ki tüm dünya gözleri şahit oldu, çöl rengindeki tank'ın makineli tüfeğinden çıkan bir mermi gencin göğsünden girip sırtından çıktı.
İnsanlık suçu işleyen darbeciler sizlerde vicdan kırıntısı dahi aramıyoruz, tankını halkın üzerine süren tank şoförü sizde vicdan yokmu, ellerini havaya açıp tankı durdurmaya çalışan gencin göğsünü delik deşik eden makineli tüfek tetikçisi göğüs kafesine sapladığın mermileri havaya atsaydın tankın yine yürüyecekti. Darbeniz yine kanlı darbeler tarihinde yer alacaktı.
Ölenler şehid oldular, rahmana kavuştular ya siz zalimler, ahır ömrünüzü nasıl geçireceksiniz, geceleri uykularınız gelecek mi, Mısır'ın ortasında yaktığınız canların feryatlarını duyunca nasıl rahat edeceksiniz?
Darbeniz MÜBAREK olmasın.
Adını dahi yazmadığım biriSİ,
Cehennemler bekliyor Sİzi.
bu yazini bengenerek es gecmek istemiyorum abi
cemalettin abi yazini okurken , yazinin basinda , bahsetmis oldugun arkadaslarin reklamini yapacagini zannetmistimki , devaminda insanlik dersi veren yaziyla beni duygulandirdin.
komsusu acken kendi , tok yatan bizden degildir, diyen islam alemi komsusu katledilirken şölen ve bu tur eglencer pesinde kosmasi ne aci.
ne aciki davullu zurnali eglenceler yaparlarken yani basimizda cocuklarin ölduruldugunu bilmek ne aci.
yani basimizda insanlik onuru yerle bir ediliyor ufacik cocuklar katlediliyor insanlik diye bir seyin kalmadigini gozlerimizle goruyoruz ; cevremizdeki teknoloji elimizin altinda yani bu demektirki bilgiye artik cok yakiniz , ama biz bilmemeyi seciyoruz
isanligimdan utaniyorum;;;;
Dün Taksimde idim.Küçük marjinal bir grup(en fazla 50 kişi)karşısında binlerce teçhizatlı resmi ve sivil polisin velvele ci durumu beni şaşırttı,güldürdü ve düşündürdü!?Güneydoğu'ya,Kuzey Irak'a terörist inlerini yerle bir etmeye yollasana madem bu kadar gücün var!?Git terörist köpeklerin şehirlerde ki hücre evlerine baskın yap!?Sivil polismiş!?Yalandan eline almış boya sandığını,öbürü birkaç öteberi koymuş güya kimliğini gizliyor.Boyacısın elinde boya lekesi yok.Traşlı-top sakallı boyacı.Tabi içkisini de içti.Emir kulu.Genelevin önünde de bekletilir,peşmerge elebaşı Barzani'yi de korur...Türk askeri,Türk polisi bu olmamalı!?Filistin,Filistin dediler ne kadar terörist varsa oralarda eğitildiler.Türkiyede ki teröristlerin bağı vardır oralarla...Dünyanın neresinde haksızlık-zulüm varsa yapanlara lanet olsun!?Ama Mısır'ı görüp Doğu Türkistan'ı,Batı Trakya'yı unutmak iki yüzlülüktür!?